Eskişehir’de Masal Şatosu; Gizemli Bir Yolculuk

Adına Meydanlar Düzenlenen Şair; Adam Mickiewicz
Ağustos 14, 2024
Günün Sonu Yeni Bir Yaşamın Başlangıcı
Ağustos 14, 2024

Eskişehir’de Masal Şatosu; Gizemli Bir Yolculuk

Eskişehir’de Masal Şatosu

Gizemli Bir Yolculuk

Burası Masal Şatosu!
Merdivenleri bile masaldan, kafeteryasındaki tavana asılı elmaları bile masaldan, duvar kağıtları, tuvaletleri, surları bile masaldan. Cadıları bile var, prensesleri, kuleleri, masal anlatıcıları ve daha fazlası…
Bir bölümünde yerli ve yabancı masalcılara ve masallarına ait bilgiler bile var. Ninelerimizin,dedelerimizin anlattığı ve coğrafyadan coğrafyaya ufak farklılıklar gösteren masallar…
Lise çağındayken bir edebiyat öğretmenimiz masallar asla bitmedi, devam ediyorlar demişti. Örnek olarakta çizgi filmleri göstermişti. Nasıl ki masalların dili hep çocuklara hitaben yumuşak, basit ve iyilerin kazanması açısından netse, çizgi filmlerin dili de öyleydi. Lise çağında bir öğrenci olarak henüz ne okumaya ne de yazmaya hayatımda ciddi bir yer vermiyordum fakat çizgi filmlerin, hâlen içinde bulunduğum çocukluğum açısından önemi büyüktü.
Yani ben daha o zamandan iyilerin sonunda mutlaka kazanacağına inanmak istiyordum.
Ve dün gördüm…
Kazanıyorlar…Ziyaretçilerin genelde çocuklu aileler olduğunu gözlemlemek güzeldi fakat özellikle gençlerin, -ki herhangi bir gence çocuk muamelesi yapıldığında nasıl olumsuz bir tepki vereceği ortadayken- bu masalsı mimariye ve içinde barındırdığı figürlere olan ilgisi, açıkçası çocukların ilgisinden daha çok hoşuma gitti.
Galiba bizim yalnızca çocukken değil, hayatımızın her döneminde masallara ihtiyacımız var.
Öyle ki kafeteryada çay içerken, prenseslerle fotoğraf çektiren ve tabiki her biri ailesinin prensesi olan ufacık kız çocuklarıyla, hemen yanlarında topuklu ayakkabılarıyla kendilerini farklı açılardan çeken arkadaşlarına sırası ile benzer pozları veren genç kızları görmek sahiden güzeldi.
Vaktiyle iyi bir Leyla İle Mecnun izleyicisi olduğumu da belirterek -bunun ne anlama geldiğini diziyi hiç izlemediyseniz bile İsmail Abi karakterinin özelinde yapacağınız küçük bir araştırma ile anlayabilirsiniz- masalların özellikle Anadolu coğrafyasındaki bazı ritüellerle uyumu, bağlantısı ve yorumu aslında neredeyse tüm toplumumuzun o alanı yalnızca çocukluklarında değil yaşları kaç olursa olsun kendi bilinçlerinde de şiddetle muhafaza ettiklerinin bir kanıtı gibidir.
Evet, bu sahiden de böyle. Bizim masallara, kahramanlara ve mutlu sonlu hayallere ihtiyacımız var. Kısacası büyük bir boşluğu dolduruyor bu şato. Ziyaretçilerinin daha içeride ne ile karşılacaklarını bilmeden, sadece masalsı mimarisi nedeniyle bile hayranlıkla gülümsemesi bu yüzden işte. Biz aslında toplumca, gerçeklerden çoook sıkıldık.

Masal Şatosu Kuleleri

8 kule + 18 kulecik = 26 kule
Dilerseniz masalın içine girmeden sadece kapağına bir göz atalım ve ”vizyon” ne demektir görelim.
ADALET KULESİ – İstanbul (Topkapı sarayı),
BURGULU KULE – Amasya,
ÇAN KULESİ – Diyarbakır,
GALATA KULESİ – İstanbul,
KIZ KULESİ – İstanbul,
SİNDRELLA KULESİ – İstanbul(gravür),
ULU KULE – Mardin,
YİVLİ KULE – Antalya
İşte bu mimari tasarım; vizyon demektir. Elinizde Diyarbakır’dan İstanbul’a tarihin armağanı onca güzellik varken, bunların kendi şehrinde olmayışına üzülen ya da en azından hayıflanan bir beyin olmak yerine tüm bunları, üstelikte masal gibi çocuk merkezli fakat içteki çocuğa da hitaben aslında tüm toplumda karşılığı olan bir edebiyat üzerinden, kendi şehrinde yepyeni bir tasarımla adeta yaratan bir beyin olmak, vizyondur arkadaş!
En başa dönecek olursak yani Eskişehir maceramın başına, Bilim ve Deney Merkezi hakkında yazdıklarımın sonunda Sayın Büyükerşen’i klonlayıp tüm ülkeye dağıtmak fikrinden bahsetmiştim. Hâlâ bu fikri şiddetle desteklemekle birlikte, madem masalların sonunda mutlaka iyiler kazanıyor o halde en güzel hayali dahi kursam bir gün mutlaka onu gerçekleştirecek bir kahraman da çıkar ortaya diyerek, ben de ”yetkililere” Masal Şatosu’nu klonlamayı ve mümkünse tüm mahallelere hatta tüm sokaklara, her semt bakkalının yanına en az bir adet düşecek şekilde yerleştirmek ve o çocukların, o hepimizin olan fakat aslında yalnızca masallara ait olan bir güzelliğin çocuklarının, her öğün nasıl kahkahalarla güldüğünü, heyecanlandığını, mutlu olduğunu ömür boyu hiç sıkılmadan her gün, her saniye görmeyi teklif ediyorum…
Tıpkı masallardaki gibi!

 

Oğuz Sarıtepe

Eskişehir Gezi Yazısı

İstanbul Tarihi Yarımada Gezi Yazısı (Gezi Rotası) Okuyabilirsiniz

Bizi Facebook adresimizden takip edin

Comments are closed.