Türk Edebiyatı Vakfı
Ocak 14, 2022Edip Cansever, Ahmet Reis, Anadolu Hisarı, Göksu Deresi ve Mendilimde Kan Sesleri
Ocak 14, 2022
Kadıköy Gezi Yazısı
“BURASI KADIKÖY, BURADAN ÇIKIŞ YOK!”
Vaktiyle Bizans Kavmi Sarayburnu’na yerleşip, buranın güzelliğine hayran olunca karşı yakada oturanları, o yakaya yerleşenleri körlükle nitelendirmiş ve buranın tarihte bilinen ilk ismini almasına sebep olmuş; Körler Diyarı, Khalkedonia, Kalkedonya…
Kadıköy…
Serde ve literatürde “Kadıköylülük” diye bir şey var! 1,5 senedir İstanbul dışında yaşayan biri olarak , daha önce yaşadığım, bulunduğum, şimdilerde ise sıklıkla gidemediğim, ama gittiğimde uğradığım, nefeslendiğim yerlere, bu yazı vesilesiyle ,hem kendimi yeniden, hem de sizleri , belki yeniden belki ilk kez, götüreceğim…
“Memleketim”, nüfus cüzdanımda “Doğum Yeri” hanesine yazılmış en güzel İstanbul semti. İstanbul’un, Anadolu yakasının, ki Kadıköy yakası/tarafı deriz ziyadesiyle, çağdaş, laik, özgür, huzurlu, samimi, mahalleli, konforlu, medeni, kültürel, bol Fenerbahçe taraftarlı gözbebeği semti.
“Kadıköy’deki Beşiktaş iskelesi mi, Beşiktaş’taki Kadıköy iskelesi mi?” ikilemine düşmemek için Haldun Taner’de buluşulur, adres tarifleri Boğa heykelinden verilir, çay , benim gibi bir çayyaş için kötü de olsa, Moda Çay Bahçeleri’nde içilir, karşıya vapurla geçilir, martılara simit atılır…Adettendir…
Bir yerde şu cümleyi okumuştum; “İnsanlar ikiye ayrılır; Kadıköy’ü sevenler ve Taksim’i sevenler”… Okulumun Nişantaşı’nda olması sebebiyle hemen her gün uğradığım semt ve çalıştığım iki film şirketinin bulunduğu Taksim’i ayrıca sevsem de (bir 15 sene önceki haliyle elbette), tarafım Kadıköy’den yana olur. Karşıda yaşayan dostlarımız genelde mesafeli oldular; bizim yakaya geçmek hep zor geldi, “Orası uzak yaa, Beşiktaş ya da Taksim yapalım şunu” dediler, çünkü onlara göre hayat Taksim’deydi, Cihangir’deydi… Ancak Taksim’de ve Asmalı’da mekanlar dışarıdaki masaları belediye yasağı ile kaldırmak durumunda kalınca, içip eğlenen tayfa bizim yakaya ufak ufak akmaya başladı. Çünkü Moda’da olsun, Caddebostan’da olsun, Bostancı’ya Maltepe’ye kadar uzanan sahil şeridinde olsun, insanlar rahatça içkilerini tüketebilmekte, kızlı-erkekli eğlenebilmektedir. Bu anlamda ve diğer başka alanlarda da Kadıköy özgürlük demektir, kimse de kimseye karışmaz. Güneşli bir bahar ya da yaz gününüzü , mümkünse bir Pazar’ınızı, Caddebostan sahiline ayırın da ne demek istediğimi, görün demeyeceğim, yaşayın! Zaten buranın halkının yaşam tarzına karışmak biraz “yürek” ister; çünkü Kadıköy kendi medeni&kültürel aurasına dahil eder gelenleri, sevgiyle kucaklar, kendisini dönüştürmeye müsaade etmez. Şahsiyetli semttir vesselam…! Tek korkum “kentsel dönüşüm” adıyla dikey büyümeye giden şehirleşmenin yok etmeye başladığı ve zorla göçe sebebiyet verdirdiği bazı tarihi, karakterli, mahalle kültürüne sahip yerlerin yok edilmesi; mesela Fikirtepe.
Şahsi tarihimin lise ve üniversite yıllarına denk düşen zaman dilimlerinde Kadıköy benim için; sinema salonları, özellikle Moda Sineması,İstanbul Film Festivali’nin tek temsilcisi Rexx Sineması, Beksav , Nazım Hikmet KM, Akmar Pasajı, Salı Pazarı, sahaflar, Moda sahil, The END , Kafkas Sauna, Tek Büfe, Yazıcıoğlu İş Hanı, Caferağa Spor Salonu, Fenerbahçe Stadı ve nihayetinde Bahariye Caddesi idi…
Moda Sineması’nda amcamın arkadaşı Bilal Abi yer gösterici olarak çalışırdı ve ben sayesinde üniversite dönemim boyunca tüm filmleri ücretsiz izledim. Hatta girip çıktığım filmlerin çetelesini tutarcasına “Bak sen buna gelmedin, bu da güzel film, bir dahakine buna gel” derdi. Amcam ise Moda Sineması ile Halk Eğitim’in arasındaki yokuşun bitiminde , yani sinemanın tam altındaki binada yer alan Kafkas Sauna’da müdürdü. Bin defa girdiğim, telefonunu ezbere bildiğim, milyon defa çevirdiğim ve amcamın içerdeki adamları görmeyeyim diye arka girişten, mutfaktan içeri aldığı Kafkas Sauna… Şimdi amcam emekli, sauna sahibi hala aynı ama eski hizmet pek yok, böyle butik işletmeler yerlerini büyük otellerdeki ya da özel merkezlerdeki yerlere bıraktılar, zamanın ruhuna uygun olarak. Bilal Abi de yok, çünkü Moda Sineması yok. Sahipleri el değiştirdi ve Moda Sahnesi oldu; büyük salonda tiyatro oyunları sahnelenirken, cep salonda festival ve bağımsız sinema filmleri, özellikle Başka Sinema organizasyonu ile, gösterilmektedir.
Hazır Halk Eğitim’in önünde dolanırken Moda yönüne devam edelim ve soldan ikinci sokağa (Kaymakamlık’tan sonraki, kilisenin karşısı) girelim, The End’e. Sahip olduğum tüm VCD ve DVD filmler buradan olsa gerek. Şahane arşivi vardır ve girdiğinizde saatlerinizi geçirebilirsiniz. Ama epeydir benim de yolum düşmüyor ,çünkü internetten film izlediğimiz şu çağda, özel olarak arşiv yapmıyorsak, para verip DVD almıyoruz maalesef.
Şimdilik üç nokta koyalım.. Kadıköy kelimelere sığmayacak kadar büyük olunca yazımızı da birkaç parçaya bölelim dedik. Görüşmek üzere şehrin dostları.
İstanbul’a Seyahat
Eşsiz bir kültür turizmi yaşamak, tarihin bambaşka köşelerinde gezinmek, tatilinize tarifsiz güzellikler katmak için, seyahat planlarınızı İstanbul’a yapın.
İstanbul seyahatinizde nerede kalacağınıza, nereleri görmeniz gerektiği, neleri tatmanız gerektiğine dair bilgiler almak istiyorsanız bize mail atabilirsiniz. Kalabileceğiniz otellerden, yemek yiyebileceğiniz mekanlara, gezi rotanızdan, eğlence alanlarına kadar her konuda bilgiyi arkadaşlarımız karşılıksız olarak size vereceklerdir. Şimdiden iyi tatiller, iyi eğlenceler…
sehrinhikayesi@gmail.com