Bilim Büyüleyici Bir Şey; Süper Kamera

Silah Çıktı Mertlik Bozuldu
Şubat 11, 2020
Mutasyon
Şubat 11, 2020

Bilim Büyüleyici Bir Şey; Süper Kamera

Bilim Büyüleyici Bir Şey

Süper Kamera

Saniyede 3200 km hızla giden bir merminin, kendi halinde duran bir elmanın içinden geçişini yakalayabilen bir kamera olabilir mi? Bu soru bugün bile eğer bilimle biraz olsun içli dışlı değilseniz kolay kolay yanıtlayabileceğiniz bir soru değil.
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki okullar bizleri eğitmekte yetersiz kalmaktalar ve bizler bunun farkında olan insanlar olarak bilgiye ulaşabilmek adına okumak, araştırmak ve üzerine düşünmek zorunda olduğumuzu biliyoruz. Yoksa bilmiyor muyuz? Umarım biliyoruzdur. Çünkü az sonra size insanlığın bilim alanında hangi seviyeye ulaştığının sadece yüzeysel bakıldığında dahi büyük bir ispatı olabilecek bazı bilgiler sunacağım.

Yıl 2017 ve bunun çok daha fazlası mümkün. Fakat 60’lı yıllar için zamanın sınırları açısından bu kesinlikle bir devrim.
Profesör Herald Anderson tarafından icat edilen ve o zaman için ancak bir merminin hareketini yakalayabilen kamera, bir düşünün ki günümüzde neleri yakalamaz. Araştırmacılar bu hız meselesine fazlaca kafayı takmış olacaklar ki çıtayı bir hayli yükselterek çalışmalarını evrendeki bilinen en hızlı şey olan ışığı(Kesin değeri 299.792.458 m/s’dir) yakalamak üzerine kurgulamışlar ve bunu başardılar.
2013 yılında yapılan bir gözlemde Profesör Herald’ın yolundan giden araştırmacılar tarafından -lütfen bu sayıya dikkat edin- saniyede 1 trilyon(12 sıfır:) kare çekebilen bir kamera kullanıldı ve bir pet şişeye tutulan ışığın hareketi gözlendi. Normal şartlarda 1 nanosaniye(saniyenin milyarda biri) süren bu hareketi, 20 saniye boyunca gözlemlememizi sağlayan bu teknoloji bizi nerelere taşıyabilir bir düşünsenize?
Meşhur teorik fizikçi Michio Kaku bu durumun önemini vurgulamak için şöyle bir örnek veriyor;
”Sabahları aynada kendinize baktığınızda, ‘bu benim’ dersiniz. Fakat aslında o siz değilsiniz. Baktığınız görüntü -buraya dikkat edin- saniyenin milyarda bir zaman öncesindeki görüntünüzdür. Çünkü yüzünüzden aynaya ve aynadan gözünüze ulaşan ışık için geçen zaman o kadardır.”
Bu durumun ne kadar önemli olduğunu kavramışsınızdır umarım. Bilimsel çalışmalar açısından düşününce teorik olarak ispatlanan fakat bugüne dek gözlenme şansı bulunamamış bir çok kimsayal reaksiyon, belki de bu kamera sayesinde gerçekleştiği anda gözlemlenebilecek. Sadece şu nanosaniye kısmına bile takılıp üzerine saatlerce düşünebiliriz. Çünkü aklımız bu derinlikteki şeyleri tam olarak algılayabilecek düzeyde değil henüz. Bir şeyin milyarda biri ne demek? Üstelik bu bahsedilen şey, günlük hayatta kullandığımız zaman dilimlerinin en küçüğü ve en önemsiziyse.
Bilim kesinlikle büyüleyici bir şey
Fakat şimdi sıkı durun. Yepyeni bir haberim var. Bilim yine boş durmadı ve akıl almaz bir şey daha yaptı. Daha az önce size verdiğim iki tarih 60’lar ve 2013’tü. Aradaki 50 yıllık süreçte bilim o kadar hızlı ilerledi ki, artık yapılan her yeni şey bir devrim olabilme niteliğinde.
Saniyede 5 trilyon kare!!!
Evet şaşkınlığınızı anlayabiliyorum. 1 trilyon kareyi bu kadar gözünüzde büyüttükten sonra aradan geçen birkaç yıl içinde bu sayıyı beşe katlayan bilim yapıyor bu işi. Çok hızlı ilerliyor ve bu ilerleyişi idrakte her geçen gün biraz daha geride kalıyoruz.
Lund Üniversitesi‘ndeki bilim insanları Elias Kristensson ve Andreas Ehn tarafından geliştirilen ve tam adı ”Frequency Recognition Algorithm for Multiple Exposures” olan bu yeni cihaz kısaca ”FRAME”, her ne kadar biz bunu algılamaktan çok uzaksakta o kadar hızlı çekim yapabiliyor ki sonuçta elimize ulaşan görüntülerde neredeyse zaman ve ışık durdurulabilir oluyor ve bu harika bir görüntü oluşturuyor. Hele ki bilimle, özellikle de uzayla biraz olsun ilgiliyseniz zaman ve ışığın önemini çok daha iyi biliyorsunuzdur.
Uzun lafın kısası bu yeni kamera sayesinde özellikle fizik, kimya ve biyoloji alanlarında yapılan deneylerde gerçekleşen her şeyi çok daha detaylı gözlemleyebilecek, daha net analizler yapabilecek ve başarılı sonuçlar alabileceğiz. Kendi hatalarımızı da olayın tümünü en ince detayına kadar kayıt altına alabildiğimiz için kolaylıkla görebilecek ve müdahale edebileceğiz.
Sanırım bilim sayesinde şu oluyor. Bizim hızlanamadığımız yerde o devreye giriyor ve ya bizi hızlandırıyor ya da hızlı olanı bizim için yavaşlatıyor. Tıpkı uzak ulanı yakınlaştırdığı, küçük olanı büyütebildiği gibi hızlı olan konusunda da bize yardımcı oluyor. İnsan olarak bizim için bilinmez olan her ne varsa onunla ilgilenmemiz konusunda bizim için tek ve sağlam yol gösterici oluyor. Ve hiç tanımadığımız, nasıl bir yaşam sürdüğünden haberimizin olmadığı birçok insan bazen bu uğurda çok büyük fedakarlıklarda yaparak hepimiz adına bilimle uğraşıyor. Hem geçmişte hem günümüzde. Bize kalansa sadece, -bir hayli komik ama- en azından yaptıklarından haberdar olmak ya da onları uzaktan bile olsa takdir etmek oluyor. Bu ne kadar zor olabilir ki???

Oğuz SARITEPE

Şehir İstanbul

Bizi Facebook adresimizden takip edin

sehrinhikayesi@gmail.com

Comments are closed.