1700’lü yıllarda Maria isimli bir kız çocuğu rüyasında Meryem Ana’yı görür. Meryem Ana kıza bahçelerinde bir ayazmanın olduğunu söyler. Bunun üzerine aile evin bahçesine kazmaya karar verir. Ve gerçekten de orada su kaynağı bulur. Bunun üzerine aile kendi imkânlarıyla bu kaynağın üzerine kilise inşa ettirir. 

Ayazmanın üstünde olduğu için Ayazma Kilisesi, Meryem Ananın rüyasıyla başlayan hikâyesinden dolayı Meryem Ana Kilisesi de denir.

İnsan var olduğundan beri bir ritüel dilek dilemek

İnsan var olduğundan beri gerçekleri kadar hayalleriyle de var oldu. Kimi çokça daha fazla çabaladı, kimi sadece umut etti, kimiyse dini ritüellerden beklentilere girdi. Her dinden, her inançtan farklı şekillerle hal buldu. Bu dilek ritüellerinden birinin adresi de Ayınbiri Kilisesi.

Her dilek için bir anahtar

Kiliseye girdiğinizde bir bakış açısı var. Her kapıyı açacak bir anahtar vardır. O yüzden önce anahtarınızı almalısınız. Sonra alt kata ineceksiniz. Orada yüzyıllardır akan ayazma suyunu göreceksiniz. Sudan içebilirsiniz, ellerinize yüzünüze sürebilirsiniz. Hatta isterseniz yanınızda götürmek üzerine teminde edebilirsiniz. Peki ya dileğiniz gerçekleşirse. Hayır bitmiyor! Yapmanız gereken son bir şey daha var. Kiliseyi bir kez daha ziyaret ederek anahtarınızı teslim edin. Kim bilir belki sizde daha önce kabul olmuş bir dileğin teslim olmuş anahtarını almışsınızdır. 

Ayınbiri Kilisesi

Her gün değil bir gündü. Her ayın ilk günüydü dileklerin adresi. O yüzden Meryem Ana Kilisesi halk arasında Ayınbiri Kilisesi olmuştu.

Sosyete Kilisesi

Sadece yoksulların ya da orta halli insanların geldiği bir kilise değildi. Ayınbiri Kilisesini sosyetede benimsemişti. Dilekler belki başka ama adres belliydi.