Bulgarlar Fener Rum Patrikhanesinden Ayrılmak İstiyorlar

19. Yüzyılda İstanbullu Bulgarlar kendi dillerinde ayin yapabilmek için Fener Rum Patrikhanesinden ayrı bir kilise kurmak isterler. Patrikhane bu duruma karşı çıksa da Bulgar cemaatinin önde gelenlerinden milletvekili Stefan Vogoridis, Bâb-ı Âli’den kilise yapılması için izin alır.

Kilisenin yapımı için 25 odalı evini hibe eder. Böylece 1850 yılında Bulgar Önderliği açılır. Önderliğin tam karşısına da bir kilise inşa edilir ve evini bağış eden Sveti Stefan’ın adı verilir. 

Kilisenin açılmasıyla birlikte Bulgarlar artık Fener Rum Patriğinin önderliğini kabul etmeyeceklerini açıklarlar. Bu durum üzerine Patrikhanede Bulgarları aforoz eder.

Patrikliğin Bulgarları aforoz etmesi üzerine Bulgarlar daha büyük bir kilise inşa etmek için Osmanlı’dan izin alırlar. Böylece dünyada tek kalacak kilisenin yapımına da başlanmış olur.

Her Şeyiyle Demirden Yapıldı

Kilisenin inşası 1,5sene sürer. Bütün dış cephesi, duvarları, merdivenleri, pencereleri, kısaca her şeyi demir kullanılarak yapılır.

Kilisenin ilk yapılma aşaması kiliseyi yapan Waagner şirketinin bahçesinde prefabrik olarak gerçekleşir. Daha sonra Tuna nehri ve Karadeniz üzerinden parçalar halinde İstanbul’a taşınır.

1898 yılında kilisenin açılışı gerçekleşir. 

Kilise Nasıl Yapıldı?

Brezilya’dan Getirilen Ağaçlar

Kilisenin yapımında Brezilya’dan suyun içinde yaşayan ağaçlar getirilmiştir. 325 kazık Haliç’e çakılmış ve demir parçalar bu kazıkların üstüne monte edilmiştir.

Tamamı demirden yapılan dünyada üç kilise vardı. Bunlardan biri Arjantin’de biri Avusturya’da diğeri de İstanbul’daydı.

Diğer iki kilisenin yok olmasıyla birlikte tek olarak Sveti Stefan Kilisesi kaldı.

Uzunca bir süre tadilata girdikten sonra kilise 2018 yılının ilk günlerinde tekrardan açılmıştır.