Doğuyla Batıyı Birleştiren Demiryolları
Ocak 14, 2024Apollon Tapınağından İstanbul’a yolculuk
Ocak 14, 2024
Demiryolları Müzesi
Burası küçücük bir müze!
Kimi evlerin ancak salonu kadar; yalnızca 45,5 metrekare. Fakat onun değerini ne içindekiler ne de ebatları belirleyebilir. Zira onun değerinin gerçek belirleyicisi; tarihtir.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları(TCDD) her ne kadar bir Cumhuriyet kurumu olsa da Osmanlı’dan miras kalan demiryolu kültürüyle bir bütün oluşturarak, kimilerine göre doğunun bitip batının başladığı, kimilerine göreyse bu ikisinin birleşip kaynaştığı yegâne nokta olan İstanbul şehrinin tarihi bir simgesidir.
Peki niçin önemlidir demiryolları?
Şayet bu soruya cevabı, 21.yy’dan vermeye kalkacak olursak kuşkusuz aklımıza yüksek teknoloji ile donatılmış modern örnekleri gelecek ve özellikle 19.yy’ın son çeyreği ile 20.yy’ın ilk yarısı arasında ulaşım yükünü neredeyse tek başına sırtlayan demiryolu sistemine ister istemez haksızlık etmiş olacağız. O nedenle bu soruya cevabı en azından 80-100 sene öncesinin şartlarını düşünerek verebilirsek şayet, iste o zaman niçin önemli olduğunu kavraması da bir hayli kolaylaşır.
Günümüzde, özellikle de şehir merkezlerindeki ulaşım zorlukları göz önünde bulundurulduğunda ve raylı sistemin birçoklarına göre hâlen en rahat ulaşım araçlarına sahip olduğu düşünüldüğünde, ardımızda bıraktığımız yüzyıl içinde ulaşımın ana unsuru olarak kendini kabul ettirmesi zor olmamıştır şüphesiz.
Benzerlerini ancak siyah beyaz filmlerde görebileceğiniz, hem nostaljik hem de teknoloji tarihi açısından da birer belge niteliği taşıyan 300 civarında objenin sergilendiği müze, girişinin ücretsiz oluşu da eklenince, yolunuzun mutlaka düşmesi gereken yerlerden biri hâline gelir.
Ayrıca şüphesizdir ki hem şehir hem de devlet tarihi açısından önemi büyük yapılardan biri olan ”Sirkeci Garı” içerisinde yer alması bakımından da ayrıcalıklıdır denilebilir. Hatta bu sebeple olacaktır ki, sergilenen eserlerin büyük çoğunluğu Sirkeci Garı’na ait objelerdir.
TCDD’nin çeşitli sebepler ile kapatılmış birimleri olan Hastaneler ile Meslek Lisesi ve Pratik Sanat Okuluna ait fotoğraf ve objelerin de, bilgilendirici notlar ile birlikte sergilendiği bu müze; her ne kadar ebatları bakımından küçük olsa da, tarihçelerini okurken ve fotoğraflarına bakarken ister istemez duygulanacağınız kimi materyaller hesaba katıldığında kabına sığmaz bir niteliktedir.
Son bir rica;
Lütfen, genellikle boş olan bu müzeye özel bir ilgi gösterin ve mümkün olduğunca fazla fotoğraf çekerek tanıtımına katkıda bulunun. Hatta yolunuz o taraflara her düştüğünde, tarihi garın içinde kendi tarihini anlatan bu küçücük müzeyi bir yoklayın mümkünse. Samimiyetle söylüyorum ki sahiden göz yaşartıcı objeler mevcut. Şimdiden bol nostaljili ve bol seyirli günler. Anınız bol olsun…
İstanbul’a Seyahat
Eşsiz bir kültür turizmi yaşamak, tarihin bambaşka köşelerinde gezinmek, tatilinize tarifsiz güzellikler katmak için, seyahat planlarınızı İstanbul’a yapın.
sehrinhikayesi@gmail.com
