En Büyük Kim
Henüz para hesabını bilmeyen çocuklara çok kez şahit olmuşumdur ki değeri yüksek olmasına rağmen bir kağıt parayı veremezsiniz, onlar daima ne kadar değersiz olursa olsun avucunu dolduran bozuklukları seçerler. Ve bu aslında güzeldir.
Rusya ve Vatikan’ın Yüzölçümü
17.098.242km² > 0.44km²
Yukarıdaki sayılardan ilki Dünya’nın en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi olan Rusya Federasyonu’na, ikincisi ise Dünya’nın en küçük yüzölçümüne sahip ülkesi olan Vatikan’a ait. Fakat amacım bir yüzölçümü karşılaştırması yapmak ya da henüz para hesabı yapmasını bilmeyen çocukların örneğiyle bu sayıları karşılaştırıp, iki ülke arasında bir ‘önem’ değerlendirmesi yapmak değil.
Vatikan kuşkusuz küçücük bir ülke. Hatta yüz ölçümü bakımından uluslararası bir ülke standardı olsa hiçbir aklı başında şahsın alt sınır olarak belirleyeceği kadar bile büyük değil. Yani sahiden küçük. Bu önemsizdir anlamına gelmiyor tabi fakat ”17.098.242” sayısı benim açımdan daha ilginç.
Rusya’nın Atlastaki Yeri
İlkokulda Atlas denilen harita kitaplarımız vardı ve o kitapların içindeki sayılar diğer çocuklar gibi benimde ilgimi çekerdi. Bir ülkenin kağıt üzerinde diğer bir ülkeden büyük olmasının aslında ekonominin ya da savaş gücünün hakimiyeti altında olan bir Dünya’da pekte önemi yoktu. Fakat yine de sayfanın tamamını kaplayan bir siyasi haritada Rusya isminin birazda mecburen büyük yazılması diğer tüm bilgilerden daha ilginçti benim için. Amerika uzaktı bir kere. Kanada da öyle. Çin de hem kalabalık hem büyüktü fakat Rusya’da başka bir şey vardı. Kendi ülkemin haritalarında bile ne zaman gözüm Karadeniz’e ilişse oradaydı. Hani Kıbrıs ortasından kırmızı bir çizgiyle çizili ve bize yakın tarafı bizimdi ya ve hepimiz bunu biliyorduk, işte Rusya da aynen öyle büyüktü. Bunu bilmemek zordu.
Çocukluğumda henüz bilgisayar çağa hakim olmamış olduğundan hâlâ bütün evlerde gazetelerden kuponla alınmış ve ciddi bir vitrin işgaline sebep ansiklopediler vardı. Fakat uzunca bir süre Dünya’nın sıradan insanlarının en ulaşılabilir bilgi kaynağı olan ansiklopedilerin ufak bir problemi vardı. Bazıları belki otuz yıl evin salonunda üzeri dantelli hareketsiz bekliyor fakat asla içeriği güncellenemiyordu. Yani koskoca S.S.C.B’nin yıkılmış olması, sayfalarca onu anlatan ytong kalınlığında bir ansiklopedi için hiçbir anlam taşımıyordu. Evin meraklı çocuğuysa hala atlaslarında ki o devasa ülke hakkında bir şeyler bilmek istiyor ve kutsal ytongun ebedi istirahatini üzerindeki dantele zarar vermeden sık sık bozuyordu.
Bazılarınız benzer şeyler yapmışsınızdır eminim. Ben ve benim gibiler çocukluklarının ilk döneminde sokakta oynama şansını elde etmiş, sonra oyun konsolları ile tanışmış ve komşuluk ilişkilerini ilerletmiş, sonra internet kafelerin müdavimi olup farklı bir yolla sosyalleşmiş ve sonrada nihayet kendi evrenine sahip olabileceği bilinciyle bir bilgisayara kavuşmuştur. Öncesi biraz bulanık olsa da sonrası gayet net. Çünkü çıkarken ödeyeceğin bir hesap olmadığında istediğin her şeyi özgürce merak edebiliyor ve ‘geçmişi sil’ özelliği sayesinde bunu gizli tutabiliyordun. Bu süreçte herkesin biraz yalnızlaştığı ve bazılarının kendilerine ya da çevrelerine zarar verebilecek şeylere de ilgi duymaya başladığı doğrudur. Fakat ansiklopedinin üzerindeki dantele asla zarar vermeyen çocuklar onlardan olmadılar.
Dünya’nın Yüzölçümü
510.100.000 km² > 17.098.242km²
Eve, bu Dünya’nın yüz ölçümü ve görüldüğü üzere Rusya’dan oldukça büyük. Fakat buradaki ilişki Vatikan-Rusya ilişkisinden biraz farklı. Hani demiştik ya: ”Bir ülkenin kağıt üzerinde diğer bir ülkeden büyük olmasının aslında ekonominin ya da savaş gücünün hakimiyeti altında olan bir Dünya’da pekte önemi yoktu.” diye, işte bu sefer Dünya’da işin içinde ve ortaya şöyle bir sonuç çıkıyor;
510.100.000 km² > 17.098.242km²>0.44km²
Yani aslında bu söylediğim saçma, çünkü Rusya ve Vatikan sayıları Dünya sayısının içinde yer almakta. Birbirlerinden büyük, küçük, güçlü, zayıf, zengin, fakir olabilirler fakat asla Dünya’dan büyük, güçlü ya da zengin olamazlar.
Haritalarda ne kadar yer kapladıklarının bir önemi yok, nasıl silahlarının olduğunun ya da servetlerinin… Tıpkı Çin ya da Hindistan’ın nüfusunun asla Dünya nüfusunu geçemeyeceği gibi. Sanırım daha fazla örneğe lüzum yok.
Bunun çocukça olduğunu biliyorum. Çünkü bunu anladığımda henüz bir çocuktum. Zaten aslında tam da bu sebeple bunun hala anlaşılamamış olmasını bir türlü anlayamıyorum. Çünkü Dünya’da yalnızca kendi ülkemin olmadığını anladığımda -çok daha büyüklerin, küçüklerin, güçlülerin, güçsüzlerin, zenginlerin ve yoksulların- sadece bir çocuktum.
Çok fazla bir şey bilmiyordum. Hala bilmiyorum fakat o zaman ki farklıydı. Gördüğüm, duyduğum ya da hayal ettiğim şeyler bile çok çok azdı. Fakat zamanla tüm bu çocukluğa rağmen başlangıçta gözümde büyüttüğüm ne varsa aslında o kadar da büyük olmadıklarını gördüm. Ve başlangıçta dikkatli bakmadığım için göremediğim bazı küçük şeylerinde -güzel olsun çirkin olsun- aslında orada olduklarını gördüm. Atlasları mı ya da ansiklopedileri mi güncellenemiyor olmalarına aldırmadan saklamaya devam ettim bu yüzden. Çünkü gelecekte bir gün kendi geçmişimdekine benzer meraklı bir çocukla karşılaşınca ona tüm bu karmaşanın içinde değişen bir sürü şey olduğunu ve bu değişimlerin bazen akıl almaz boyutlarda bile olabildiğini anlatabilmenin en kısa yolu buydu. Göstermek!
Sürekli güncellenen bir bilgi çağında güncellemesini ancak kendi zahmetinle yapabileceğin ve bunu yapmazsan senin düşmanın olabilecek bir cehaleti, sana Tanrı gibi sunabilecek o muazzam kaynaklar, ben evvela onlarla işe başladım. Onları hem birer dost hem birer düşman kabul ettim fakat hiçbirini ne bağrıma bastım ne bir kenara ittim. Okudum, düşündüm, sorguladım. Peki, şimdi emin miyim?
ASLA!
510.100.000 km²?
Bu sayı tam her şeyden büyüktü ki, çocuğun gözü yıldızlara takıldı…
(Devam edecek)
sehrinhikayesi@gmail.com