Ota Benga; İnsanat Bahçesi
Ağustos 23, 2024Terketme Zamanı
Ağustos 23, 2024
Yarın Doğacak Dün Öldü
(Yoksun İnsanın Hikâyesi)
Çığlıklar! Koşun kaçın birisi daha! Hayır, ben sahip olmalıyım. Neydi onun adı? Neydi! Söylemek istiyorum, off dilimin ucunda hatırlayacağım. Yine bir çığlık. Birisi ölmüş olmalı. Geçenlerde yargılanmadı mı O? Hımm! Mahkeme söylemişti biz suçlu bulduk. Yoo hayır hiç cezalandırılmadı O. Adaletin üstünde adalet varmış. Öbür sokaktan yükselen ne? Hey görüyor musun? Aman tanrım! Ateşlerden yükselen çığlıkları duyuyor musun? Haydi koş! Yardım etmeliyiz. Hayır, dur, dur gitme! Adaletin üstünde adalet var. Bekle…
Yaklaşıyoruz! Evet, çok yakın. Sanki ben olmuş. Yoksa ben mi gerçekten? Çıldırıyor muyum? Bakar mısınız lütfen? Allahım kim O? Konuşmuyor olabilir miyim acaba? Cimdik atsam kendime. Hayır, uyumuyorum. Güneş nerede? Hani az önce gündüzdü. Ay da mı yok? Off ! Neresi burası?
Çok kalabalık. Yığın yığın insancıklar. Olamaz heyy dikkat et ezilecek küçük kedi! Görmüyor mu kimse? Size sesleniyorum kör müsünüz? Neden koşamıyorum? Prangalar! Hayır, orda olmalıyım. Olamaz. Ezdiler. Küçüktü, küçücük…
Bir iki üç dört… kırk iki, kırk üç ne kadar da büyükmüş. Acaba maviyi görüyor mudur onlar? Mavi. Deniz mi bilmem belki de okyanus. Acaba gökyüzünün rengin de mi? Ama gökyüzü gözükmüyor ki. Zaten yıldızlarda terk etmiş geceyi. Her gece sağanak. Ağlıyor mu ne bu kuşlar. Kuş… Hiçte yabancı değil. Duymuştum bunu. Kuş…
Şu yerdeki ne? Yazılar var bunda. Resimlerde var. Aaa!! Ne o öyle? İlkbahar, yaz, sonbahar, kış. İlkbahar mı? Sonbaharın kardeşi mi ki o? Resimlere bak. Çiçekler açıyor. Evet, bak burada da yapraklar dökülmüş. Şu böceği görüyor musun? Kışın üzerinde. Neden ağustos demişler böceğe. Off, çok karışık. Hadi bırak onu aldığın yere!
Bugün sokağa çıkmak yasakmış. Ne büyük demirler onlar. Silahları da var. Pattt! Uzak dur pencereden. Hayır bakmalıyım. Yerde yatıyor. Kan örtmüş üstünü. Elindeki de ne öyle? YA -ŞA -SIN… Okunmuyor. Merak etmemeli miyim acaba? Sorsam mı anneme? Anne ne demek YA -ŞA -SIN? Sus, hadi merak etme sen! Halen orda yatıyor anne. Pırpırlı birileri var hemen yanında. Sus dedim sana!…
Acil kan aranıyor. Yeşil 2b negatif. Ne olacak şimdi? Benim ki 2b. Ama yeşil kimde var? Daha öncede duymuştum bu anonsu. Bulamamışlardı. Yazık! Yine bulamayacaklar. Yayınımıza son dakika haberi için ara veriyoruz; ”TOKİ haber ajansının az önce bildirdiğine göre terk edilmiş bir bölgede filizlenmiş bir çiçek tespit edilmiş. Hükümet gerekli önlemleri almış. Baltacılar ve kazmacılar birlikleri bölgeye gönderilmişler. Durum kontrol altındaymış. Şimdi programımız tektipizde tektipiz kaldığı yerden devam ediyor.”
Bugün internete gelmedi. İşi var herhalde. 2. gün: Yine yok. Hımm gelir gelir kesin ufak bir sorun vardır. 3. gün: Halen yok. Neden mail atmadı acaba? Haber verebilirdi. Düşüncesiz işte! 4. gün: Aramayacak sanırım. Demek bu kadarmış. Olsun beni istemiyorsa ben de onu istemem. 5. gün: Birine sorsam mı acaba? Gerçi MSN’de de kimse yok şimdi onu tanıyan. Hem boş ver! O gitti neden ben arayayım. 6. gün: Ağlıyorum sevgili wordpad. Kaç gün oldu bir hiç gibi deletlenip çöp kutusuna atıldım. Artık sana yazmayacağım. 7. gün: Kapı çaldı. Hayret bu postacı. Uzun zaman oldu gelmemişti. Ne getirdi acaba? Şuraya bir imza lütfen. İyi günler. Ne yazıyor acaba off açılsana, nasıl açılır bu. Hımm başardım. Sevgilim üzgünüm. Sana defalarca kere ileti atmak istedim. Son gecelerimi sensiz geçirmenin acısıyla tattım. Bir yerlerde okumuştum. Mektup diyorlardı. MSN’ imle yaşamımı anlattım sana. Ama ölmek üzere olduğumu mektuba bıraktım. Seni seviyorum…
Sessizliğin son anında ilk kez duydum sesimi. Onca susmuşluğumun izlerini gördü gözlerim. Her gün yürüdüğüm yollarda tükenmiş yaşamlar. Kimi küçüktü henüz. Kimi çaresiz, kimi muhtaç. Sadece acıdım çoğu zaman. Sessizdim ve hep sessiz kaldım. Birileri geldi yok etti bütün renkleri. Birileri yok saydı mevsimleri. Ben hep sustum. Bağıranlardan korktum. Haykıranlardan uzak durdum. Çöp tenekelerinin yanında benden olmayan ölüler gördüm. Hiç doğmayan bebeler düşündüm. Doğmayanları yaşamamış saydım, doğacakları ölmüş gördüm. Sevgi için öpüşen tarihlerden, yaşamak için el bile sıkamayan tarihlerin başlangıcı oldum. Dünlerim ders olmadıkça yarınlarımın sınavlarında ben hep düşük not aldım.
Historicus
(Yazarımızın 2008 tarihli köşe yazılarından)
Bizi Facebook adresimizden takip etmek için tıklayınız